28 Temmuz 2011 Perşembe

Çok tembelim çook...

Tam 1 ay geçmiş son yazının üstünden...ha yazdım ha yazıcam derken tembel olmuş çıkmışım!

Evde temizlik var;  ben 2 haftalık tatilin son günlerinde evde olmanın dayanılmaz hafifliği (ve de ağırlığı!) içinde oğluşumla sabah Moda keyfi yaptım, sonrasında da babanın ofisine geldik ve Deniz buradaki püfür yatağında uykuya daldı. Müjgan hanım (kedimiz - evet bizimkinin tüm tırsaklığına rağmen bir kedisi var aslında!) izin verirse uzun uyur diye umuyorum.

Geçen hafta Ören'de babaannedede yazlığında o kadar dört elementtik ki! Bahçenin havası, toprağı, ağaçları, güneşte ısınmış suda yapılan duşu; hiç çıkılmayan şapşap deniz; gölgesine sığındığımız sazdan şemsiyeler; yepyeni insanlar, arkadaşlar, olaylar...hepsi beynimize, ruhumuza ve bedenimize kazındı. 5 ayda 600 gram alan Deniz bey orada 1 haftada 200 gram aldı - hem de yedikleri farklı olduğundan değil, tamamen Ören'in havasından suyundan! Pazartesi günü İstanbul'a dönerken hem eve dönüyor olmanın sevinci hem de geride bıraktıklarımızın hüznü vardı içimizde...





Kent yaşamına yumuşak geçiş olsun, Deniz sulu ve de bahçeli ortamdan uzak kalmasın hem de anneannededeyi de görsün diye direkt eve gelmedik, 2 gece de Tuzla evinde kaldık. Orada da havuza girdi - daha doğrusu havuzda kendini kaybetti! Öyle ki, aç karnına girdiği havuzda deliler gibi zıplayıp kudurduğu için başı döndü, kendisini de bizi de biraz korkuttu, ama neticede çok çok eğlendi! Koyduk cebimize Tuzla anılarımızı da, evimize geldik.

Gençliğimde tatil dönüşleri hep çok buruk olurdu - eve dönmeyi hiç istemezdim. Mert'le tanıştığımdan ve hele hele Deniz doğduğundan beri böyle bir duygu yaşamıyorum, çünkü neticede çok çok çok şükür ki onlarla dönüyorum evimize. Ama şimdi esas hüsran, 15 günü et ete, iç içe yaşadıktan sonra Pazartesi günü işe gitmek olacak. Teknoloji sağolsun, zaten hiç de uzak kalamadığım işlerin üstüme basacak olması bir yana, her anım evi düşünmekle geçecek. Tüm hayatı gözden geçireceğim, yaşamımı böyle mi geçirmek istiyorum diye kendime sorup duracağım. Sonra akşam olacak, koşa koşa eve geleceğim ve gerçek Biranda olacağım. Tabii bu arada bir de bir sonraki akşamın - haftasonunun - tatilin planını yaparak umutlanacağım...

Öperim,
1anda