23 Aralık 2011 Cuma

Pembe Gecelik - son derece masum bir anne öyküsü.

Pembe'yi pek sevmem. Bana böyle şekerleme gibi, biraz yapış yapış, biraz fazla pırıltılı gelir. Kırmızıyı severim, o daha harbidir. Mor zaten en sevdiğimdir. Ama pembeyle bir türlü barışamamışızdır. Ya da en azından, yakın zamana kadar öyleydi.

Deniz'in doğumuna hazırlık yaptığım dönemde ucuzluktan iki geceliklik bir set almıştım. Biri pembe biri lacivert - hani daha çok laciverti giyerim, pembeyi de mecbur kalınca kullanırım demiştim. Pembe olanıyla bütünleşeceğimi, ikinci derim olacağını, kimi zaman onunla sokağa bile çıkmam gerekeceğini nereden bilebilirdim!

Herşey geçen yazın sonlarına doğru başladı. İki buçuk yaşını deviren Denizadam, birden bir anne bağımlılığı geliştirdi o dönemde. Özelllikle de sabahları ben evden çıkmadan uyanıyorsa, türlü tiyatrolar oynanmaya başladı evde. İşte bu oyunların başrolünü de birdenbire pembe gecelik alıverdi! Psikolojik, pedagojik, psişik ve de pediyatrik birçok anlamı olduğuna eminim - o pembe gecelik, "evde duran anne" figürüyle eşleşti. Kazara kendisine bilgi vermeden pembe gecelik kirliye atılmış, yıkanmış, ya da olur a - giyilmemişse, kıyametler koparıldı. Akşam eve gelince pembe gecelik giyildi, bazen sabah evden normal kıyafetlerin üstünde pembe gecelikle çıkıldı. O ara bir de kör sabahta babasını kandırıp simit almaya götürme hikayesi baş gösterdi, evden - tabii ki üstümde pembe gecelik varken - birlikte çıkıldı filan filan.

Sonra geçti. Yani en azından sabahları anneye uhu olma hali- tamamen geçmese de - azaldı. Havalar soğuyunca dışarı çıkmalar kesildi. E sonra ben kendi işimi kurunca sabahın köründe kalkmalar da duruldu. Ama pembe gecelik aşkı bitmedi. Şu aralar alternatif bir kareli geceliğe de sempatik bakar oldu, ama yine de pembe gecelik bir numarası.

Biliyorum, normal. Biliyorum, serbest de çalışsam, tam gün evde olmadığım için beni çok özlüyor. Hiç üstüne gitmiyorum. "Bak Deniz'ciğim, şimdi artık pembe geceliğimi çıkartıp normal kıyafetlerimi giyeceğim, anlaştık mı?" diyorum, "anlaştık" derse bir daha sorun yaratmıyor. Ama damarının ne zaman tutacağı belli olmayabiliyor, ne de olsa boynuzlu küçük bir Oğlak kendisi. O yüzden hep hazırlıklı olmak lazım. Pembe geceliği hep temiz tutmak, yıkandıysa kaloriferin üstünde kurutmak lazım:).

Böyle örnekler yaşayan herkese selam olsun...burada paylaşırsanız hem birbirimize destek oluruz, hem de bizi neler bekliyor görürüz:).

Öperim,
1anda

Geçen sabah omlet yaparken. Ofise ineceğim kıyafetin üstünde meşhur pembe gecelik:). Mutfak dolapları pembe gibi çıkmış, aslen gül kurusu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder