13 Aralık 2011 Salı

Tasarım

Evde mimar olunca hayatımız tasarımla geçiyor.  Tuvaletteki dergiler bile mimarlık dergileri, çocuk 3 yaşında plan-kesit-görünüş öğrendi, korkuyorum!

Şaka bir yana, İtalyan Lisesi etkisi midir bilinmez - ya da belki de doğal bir dürtü, veya  İtalyan'lı anne ve inşaat sektörünün içinde bir babanın bendeki yansıması -  mimarlığa ve mekanın insan ruhu üzerindeki etkisine çok değer veriyorum. Bu nedenle ailecek biraz fazla eleştireliz, hiçbir yeri beğenmiyoruz.

İş kendi mekanımızı tasarlamaya geldiğinde ise, bu sefer ekstra hassasiyet gösteriyoruz.

Bizim eve gelenler hep şaşırırlar, ne çok İKEA eşyası var diye. Sanki herşeyi özel tasarlayıp yaptırmış olmamızı beklerler. Oysa burası Türkiye, ne de kolay unutulur. Burada görsel olarak makul olan herşey çok pahalıdır. Hele özel üretim, adı üstünde, özeldir, tarifesi de öyledir! O nedenle biz paramızı makul biçimde harcamaya çalışırız. Aşırıya kaçmamaya çalışırız, kendimizi "iyi" hissettirene öncelik veririz.

Ama şimdi önümüzde yepyeni bir zorluk var. Çok özel bir yer tasarlamamız gerekiyor. Çok özel kişiler için...detayları önümüzdeki günlerde anlatacağım, ama bizi çok heyecanlandıran işler yapıyoruz. Tabii yine ülke gerçekleriyle mücadele ediyoruz. Ama yılmayacağız...içimize sineni yapacağız...ve hepinizle paylaşacağız.

Deniz'in estetik anlayışı şimdiden gelişsin diye çabalayıp duruyoruz. Ama zaten çocukların gözü o kadar yalın, o kadar kendiliğinden doğru ki, bozulmasın diye çabalıyoruz desek daha doğru.

Bizi izlemeye devam edin,
1anda

Deniz'den yeni proje: "köprülü apartman"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder