2011'in Ekim ayında "kurumsal dünya"dan ayrıldığımda aklımda üç şey vardı:
- Sabahları ailemle kahvaltı yapabileceğim bir hayat;
- İnsan Kaynakları alanındaki tüm bilgi ve birikimimi aktarabileceğim serbest danışmanlık, eğitmenlik gibi bir rol;
- Çocukluk hayalimi gerçekleştirmek, bir kitabevi açmak.
Zeyno'yla yollarımız kesişeli 1 yıl olmuştu o sıralar ve o da üçüncü hedefi benimle paylaşıyordu. İşte böylece "çocuk kitapçısı açmak için caddedeki tüm emlakçıları gezen iki deli kadın" olarak başladı hikayemiz.
Sonra bir gün bizi Gönül aradı. Gönül, bizim çok sevdiğimiz, müşterisi olduğumuz İyi Cüceler Çocuk Kitabevi'nin kurucusuydu. Dedi ki "gelin burayı size devredeyim". Bayıldık bu öneriye ve 2012'nin Şubat'ında dükkanın "iyi devler"i olduk.
Bundan sonrasını yazmak benim için hem çok kolay, hem çok zor. Hayatımda ilk kez kendime ait bir işim oldu. Hayatımda ilk kez tüm kararları - tabii ortağımla birlikte - sadece ben aldım. Hayatımda ilk kez kendi çocuğum dışındaki onlarca çocuk "anneee" diye üstüme atlayıp beni öptü. Hayatımda ilk kez beni hiç tanımayan ailelerle belki de ömür boyu sürecek dostluklar kurdum. Hayatımda ilk kez sokakta yürürken, markette, tiyatroda, sinemada, restoranlarda, doktor bekleme odasında, hatta umumi tuvaletlerde "aaa...siz...cüceler?" diyen devlerle rastlaştım. Hayatımda ilk kez beni cafede gören bir cüce annesine işaret edip "anne bak, Sakar Cadı Vini!" dedi. Hayatımda ilk kez beni trafik ışıklarında durduran bir cüce "ben sana kalbimi verdim" dedi. Hayatımda ilk kez sosyal medyada binlerce takipçim oldu, bu yükün altında ezildiğimi bile hissettim. Hayatımda ilk kez politik duruşumdan tutun da sokakta çocuğumla ilişkime kadar her şeyime dikkat eder oldum.
Liste devam eder durur...40 yaşıma kadar yapmadığım kadar çok şeyi hayatımda ilk kez yaptım ya, bu benim için büyük bir hayat kazanımıdır.
Şimdi - biraz da hayatın akışı böyle gerektirdiği için - bayrağı en az bizim kadar iyi taşıyacağına inandığımız bir arkadaşımıza devrediyoruz hayalimizi. Benim için bu sefer de başka türlü "ilk"lerle dolu bir hayat başlıyor, hadi hayırlısı! Gönül bağım öyle güçlü ki, ve varoluş sebebine o kadar çok inanıyorum ki, ben ve oğlum İyi Cüceler'in misafiri olmaya her daim devam edeceğiz. Deniz'e tam anlamıyla devrettiğimizi diyemedim zaten, varsın o beni hala kitapçı sansın! Arada sırada okumalar, etkinlikler yaptıracağım kısmetse...kopmam zor zaten:). Bu arada esas mesleğime, İnsan Kaynkları'na daha fazla zaman ayırıyordum ya, oraya yoğunlaşmaya devam edeceğim. Ve mümkünse, sabahları kahvaltıları ailemle yapmaya da...
Dedim ya, hayatımdan bir hayal geçti. Ben mutluyum. Herkese nasip olsun.
1anda